25 Mayıs 2014 Pazar

V-Z

 vampire tap
İngilizce: vampire tap
Türkçe: vampir priz,

1)Kalın Ethernet kablosu üzerindeki bağlantılarda, kablo kılıfını delerek kablo damarına erişilip alıcı-verici birimin bağlantılandığı teknik.

 working storageİngilizce: working storage
Türkçe: çalışma belleği,

1)Bir işlem sırasında, verilerin sonradan işleme konmak üzere geçici olarak saklandığı bellek alanı. Eşanlamlısı “working memory”.


xerographic recordingİngilizce: xerographic recording
Türkçe: xerox tekniği ile kayıt,

1)Üzerinde elektrostatik yüklü reçineli bir tozun bulunduğu yüzeyde optik bir huzmenin taraması sonucu oluşan kayıt.


yoke
İngilizce: yoke
Türkçe: boyunduruk,

1)Temel amacı ana manyetik devreyi kapatmak olan, genel olarak bir sargı taşımayan sabit ferromanyetik bölüm.
2)Katot ışın tüplerinde elektron demetinin yönlendirilmesi ve odaklanması için hazırlanan elektromanyetik sargılar.


z-bufferİngilizce: depth buffer
Türkçe: derinlik arabelleği, z-arabelleği,

1)Bilgisayar grafiğinde, nesnelerin z ya da derinlik koordinatlarının saklandığı arabellek; z-koordinat bilgisi nesnelerin birbirlerinin önünü kapatıp kapatmadığını belirlemek için de kullanılır. Eşanlamlısı “z-buffer”.




Kaynak:http://www.bilisimsozlugu.net adresinden alıntıdır.

Q-U

Q factor
İngilizce: Q factor
Türkçe: kalite faktörü,

1)Elektrik devrelerinde rezonanslı devrelerde tepkin gücün etkin güce oranı.
2)Optik, mekanik ya da elektrik devre elemanlarında saklanan enerjinin yitirilen enerjiye oranı. Rezonans devresindeki direnç miktarı enerji yitimine denktir ve direnç ne kadar yüksekse kalite faktörü o kadar düşüktür. Eşanlamlısı “quality factor”.


run command
İngilizce: run command
Türkçe: yürütüm komutu, çalıştırma komutu, yürütüm komutu, çalıştırma komutu,

1)Kullanıcının işletim sistemine gönderdiği programı yürütüme koyma komutu. Eşanlamlısı “run command”.
2)Kullanıcının işletim sistemine gönderdiği programı yürütüme koyma komutu. Eşanlamlısı “execution command”.


security breach
İngilizce: security breach
Türkçe: güvenlik gediği,

1)Bilgisayar güvenliğinde, gizli bilgilere yetkisiz erişim riskini taşıyacak şekilde, güvenlik önlemlerinin bazılarının aşılmış ya da ihlal edilmiş olması. Örneğin, izinsiz giriş (intrusion) bir güvenlik gediği örneğidir. Eşanlamlısı “breach”.


trapdoor
İngilizce: trapdoor
Türkçe: gizli kapı,

1)Bilgisayar yazılımını veya sistemini geliştirme sürecinde, tasarımcıya kolaylık sağlayan giriş noktası. Gizli kapı sadece programcı tarafından bilinir ve sistem koruyucu önlemlerin etrafından dolanma olanağı, dolayısıyla kolaylığı sağlar; ancak potansiyel bir risk de içerir. Eşanlamlısı “backdoor, wormhole”.


utility program
İngilizce: utility program
Türkçe: yardımcı program,

1)Bir bilgisayarın sistem yazılımıyla birlikte kullanıcıya sunulan, veri dosyalarını aktarma, dosya sıralama, iz sürme, teyp kopyalama programı gibi kullanıcının sık sık gereksinme duyabileceği hizmetler için parametrelerle uyarlanabilen genel yordamları içeren program. Eşanlamlıları “utility program, tool, service routine, utility routine”.




Kaynak:http://www.bilisimsozlugu.net adresinden alıntıdır.

L-P

 loop check
İngilizce: loop check
Türkçe: yankılı denetim,

1)Veri iletişiminde gönderilen verilerin geri yansıtılması ve gönderilenle yansıyanın birbirleriyle karşılaştırılmasıyla yürütülen sağlama. Eşanlamlısı “echo check”.

 multimode distortionİngilizce: multimode distortion
Türkçe: kipsel bozulma, modal bozulma,

1)Çok kipli optik liflerde görülen ve her kipteki dalga yayılımının aynı olmamasından kaynaklanan işaret bozulması ve dolayısıyla bant genişliğinin azalması. Lifin eksenine yakın seyredip daha az yansımaya uğrayan ışınların taşıdığı işaret daha erken varırken, optik yol uzunluğu daha büyük olan çok yansımalı kipler daha geç varırlar; böylece işaret zaman içinde yayışmış, kopyaları birbirine bulaşmış olur. Eşanlamlıları “intermodal delay distortion, modal distortion, intermodal distortion”.


 network card
İngilizce: network card
Türkçe: ağ kartı,

1)Bilgisayar ya da yazıcı gibi bir aygıtın ağa erişimini sağlayan, aygıtla fiziksel ortam arasında aracılık yapan, aygıtın ağ üzerinden diğer aygıtlarla iletişim kurmasına elveren ve aygıtın ağ ile arayüzünü sağlayan birim. Eşanlamlıları “NIC, network interface card, LAN card, network adapter”.


optical disk
İngilizce: optical disk
Türkçe: optik disk, lazer disk,

1)Verilerin lazer ışını aracılığı ile okunup yazıldığı polikarbon yassı disk. Optik diskler bilgisayar, audio ve video alanında yüksek depolama sığalarından ötürü yeğlenirler. Optik disk türleri salt okunur, bir kez yazılır ve yeniden yazılabilir olarak üçe ayrılır. Lazer disklerin yarıçapı 30 santimetre iken yoğuntekerlerin (CD) yarıçapı 12 santimetredir. Eşanlamlısı “laser disk”.


predictionİngilizce: forecasting
Türkçe: öngörü,

1)Bir işaret ya da sürecin geçmişteki gözlemlerine dayanarak gelecekteki değerlerini kestirmek. Eşanlamlısı “prediction”.




Kaynak:http://www.bilisimsozlugu.net adresinden alıntıdır.

G-K


ghost image
İngilizce: ghost image
Türkçe: çift görüntü, hayalet görüntü,

1)Televizyonda, asıl işareti taşıyan ışının yansımalarından ötürü antene birden çok işaretin gelmesi sonucu doğuşan, birbirlerine göre kaymış olan ekran görüntüleri. Eşanlamlısı “double image”.

halation
İngilizce: halation
Türkçe: hale,

1)Katot ışın ekranlarda, bir benek etrafında daha sönük bir veya daha çok halka biçimli yarı saydam bölge. Haleye yol açan, benekten çıkan ışığın, katot ışınlı tüpte ön ve arka yüzeylerden yansımasıdır.

2)Bir fotoğraf filmi üzerinde parlak bir nesnenin etrafında görülen yelpaze biçimindeki bozukluk.

 IC memoryİngilizce: IC memory
Türkçe: tümdevre bellek,

1)Tek bir yonga üzerinde imal edilmiş ve transistor, diyot ve benzeri elektronik bileşenlerden oluşan bellek aygıtı.


JBIG
İngilizce: JBIG
Türkçe: JBIG,


1)İki düzeyli imgelerin sıkıştırılması ve saklanmasına ilişkin standart kodlama yöntemi; JBIG Joint Bilevel Image Expert Group sözcüklerinden türemiş bir kısaaddır.


key field
İngilizce: key field
Türkçe: anahtar alan,

1)Bir veritabanı veri kümesi içerisinde ya da buna bağlı olarak duran ve veri kümesini tanıtıcı bilgileri içeren alan. Tipik olarak ilişkisel veritabanlarında kullanılır.



Kaynak:http://www.bilisimsozlugu.net adresinden alıntıdır.

A-F

authentication
İngilizce: authentication
Türkçe: kimlik denetimi, yetki demetimi; aslına uygunluğu kanıtlama, kimlik, yetki ve sayışım denetim protokolü,


1)kimlik denetimi, yetki demetimi. Bir bilişim sistemi kullanıcısının kimliğinin doğruluğunun ve bilişim kaynaklarına erişim yetkisinin bulunup bulunmadığının saptanması ve sınanması işlemi. En yaygın kimlik doğrulama kullanıcı adı ve şifresi ile sağlanır.

2)aslına uygunluğu kanıtlama. Internet gibi bir ağ üzerinden gelen bir mesajın çıkış noktasının saptanması veya bir belgenin aslına uygunluğunun, kurcalanmamış veya tahrif edilmemiş olduğunun kanıtlanması.


3)Bilişim sistemi kullanıcısının kimliğinin doğruluğunun ve bilişim kaynaklarına erişim yetkisinin bulunup bulunmadığının saptanması. Kimlik denetimi, çağıran/çağırılan telefon numarası, tek kullanımlık parola veya sayısal güvence belgesi aracılığı ile yapılır. Yetkilendirme, belirli hizmetlere erişim ve kullanım hakkının bir kullanıcıya verilmesidir. Örneğin, tek bir IP numaralı makinadan giriş yapmak, günüm belirli saatlerinde giriş yapabilmek, zorunlu tünelleme, kripto zorunluluğu gibi kısıtlamalar getirilebilir. Nihayet kullanıcıların ağa giriş, hizmetlerden yararlanma ve veri gönderme istatistiklerinin izlenmesi için sayışım vardır. Sayışım kapasite planlaması, faturalandırma, denetleme ve maliyetlendirme için yapılır.



backdoor 
İngilizce: trapdoor
Türkçe: gizli kapı,

1)Bilgisayar yazılımını veya sistemini geliştirme sürecinde, tasarımcıya kolaylık sağlayan giriş noktası. Gizli kapı sadece programcı tarafından bilinir ve sistem koruyucu önlemlerin etrafından dolanma olanağı, dolayısıyla kolaylığı sağlar; ancak potansiyel bir risk de içerir. Eşanlamlısı “backdoor, wormhole”.


 caller IDİngilizce: caller ID
Türkçe: arayan numara, arayan abone tanıtıcısı,


1)Teleiletişim sistemlerinde, bir çağrının alıcısının, çağrıyı yanıtlamadan önce arayanın numarasını görebilmesi.

default format
İngilizce: default format
Türkçe: varsayılan format,

1)Kullanıcı başka türlüsünü bildirmediği sürece geçerli olan ve otomatik olarak uygulanan format.

effective area
İngilizce: effective area
Türkçe: etkin alan,

1)Bir antende, yükün antene eşlenmiş olduğu durumda, ışınım kaynağına yönelmiş bir antenin düzlemsel bir dalgada soğurabildiği gücün, güç akı yoğunluğuna oranı. Parabolik antenler için etkin alan, antenin yüzölçümünün yüzde otuz beşi ile elli beşi arasındadır.
Kaynak:http://www.bilisimsozlugu.net adresinden alıntıdır.